31 Aralık 2010 Cuma

BAKMAK-GÖRMEK-ANLAMAK-HİSSETMEK

Adamın biri, ilk defa gittiği küçük bir kasabada şaşkın şaşkın gezindikten sonra
yol kenarında duran bir arabanın yanına sokulmuş ve arka koltukta tek başına oturan cocuğa:
·          Buraların yabancısıyım, demiş. Parkın hemen yanıbaşındaki fırını arıyorum, cok yakın olduğunu söylediler.

Çocuk, arabanın penceresini iyice açtıktan sonra :
·          Ben de buraya ilk defa geliyorum, demiş. Ama sağ tarafa gitmeniz gerekiyor herhalde.
Adam, çocuğun da yabancı olmasına rağmen bunu nasıl anladığını sormuş ister istemez.

Çocuk :
·          Ihlamur çiçeklerinin kokusunu duymuyor musunuz? diye gülümsemiş. Kuş cıvıltıları da  oradan geliyor zaten.
·          İyi ama, demiş adam,  bunların parktan değil de tek bir ağaçtan gelmediği ne malûm?
·          Tek bir ağaçtan bu kadar yoğun koku gelmez, diye atılmış çocuk. Üstelik, manolyalar da katılıyor onlara.
Hem biraz derin nefes alırsanız, fırından yeni çıkmış ekmeklerin kokusunu duyacaksınız.

Adam, gözlerini hafifçe kısarak denileni yaptıktan sonra,cebinden bir kağıt para çıkartıp teşekkür ederken
farketmiş onun kör olduğunu. Çocuk ise, konuşurken bir anda sözlerini yarıda kesmesinden anlamış,
adamın kendisini farkettiğini. Işığa  hasret gözlerini ondan saklamaya çalışırken:
·          üç yıl önce bir kaza geçirmştim, demiş, görmeyi o kadar çok özledim ki.
Sizinkiler sağlam öyle değil mi?
Adam, çocuğun tarif ettiği yerde bulunan fırına yönelirken:
·          Artık emin değilim, demiş. Emin olduğum tek şey, benden iyigördüğündür.

Bence:                             
  •          Söyledim...duydu anlamına gelmez
  •          Duydu...doğru anladı anlamına gelmez
  •          Anladı...hak verdi anlamına gelmez
  •          Hak verdi...inandı anlamına gelmez
  •          Inandı...uyguladı anlamına gelmez,
  •          Uyguladı...sürdürecek anlamına gelmez...
Ne dersiniz sizce de öyle değilmi ?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder